Yalansiziz artik. Hala birkac sirrimiz var. Ama yalansiziz.Evlenip ayni cati altinda yasiyorlar diye kari koca olur mu insanlarAyni ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardes olur mu cocuklarYillar kalbini daglasa da iclerindeki o kor söner mi asiklarinHer seyi asikar olanlarin sakladiklari sirlar daha mi cokturermin Yasar, Söyleme Bilmesinlerde, kalabalik bir ailenin ilk bakista siki örülmüs gibi görünen nakislarini ilmek ilmek cözüyor. Hem de roman kahramanlarina ayri ayri söz hakki vererek yapiyor bunu. Herkesin hikayesini dinledin. Haydi, simdi sen anlat Aslinda ne oldu, nasil oldu diyor adeta. Karakterleri konustukca cözülen bir sirlar yumagi, Söyleme Bilmesinler. Yumak cözüldükce iplerin uclari nerelerden cikmiyor kiAile baglari nasil dügümler atar insanlarin yazgisina Anne babalarin, cocuklarin omuzlarina yükledikleri onlara neler yapar Hayatlarimiza vicdan azabi gibi oturanlar bir gün yerinden kalkar mi Yani basinizdaki o siradan evlerde aslinda neler yasanir Romanda bunlarin cevaplarini okurken aci bir gülümseme, hatta katran karasi bir gülümseme belirecek yüzünüzde. Yazar, avuc iclerinden yazgilarini okumuyor insanlarinin; kalplerinin kivrimlarindaki sirlari cesaretle döküyor kagida. Gülümsemenin aci yanini bilenler, göründügü gibi olmayanla ve bir seyin ic yüzüyle hesaplasmaya cesareti olanlar icin...