Türkiyenin yakin tarihinde yeni bir kirilma ya da milat var artik Haziran 2013 ya da Gezi direnisi...Artik yakin tarih, Geziden Önce GÖ, Geziden Sonra GS olarak tasnif edilecek. AKP rejiminin Sünni Islam toplum mühendisliginde gemi aziya aldigi, toplumda ötekilestirmeyi son raddeye vardirdigi, bunun devami olarak da kent topraklarina hukuk tanimayan saldirisini polis zulmüyle pekistirdigi anda patlayan Gezi direnisi, tüm toplumda, farkli sinif, farkli dinsel, cinsel, etnik kimliklerde bir isyana yol acti ve günler, gecelerce süren bir ayaklanmayi baslatirken, siseden cikan cinlerin artik siseye geri dönmeyecekleri, korku duvarini asanin artik korku tanimadigi gözlendi.
Sermaye birikimini insaat odakli ve rant eksenli sürdürmeye büyük ivme kazandiran AKP icin, kenti metalastirmak, amacladigi otoriter Islami neoliberal rejimin insasina denk gelen bir secim. Kent ranti kulvarindan birikim, ona organik sermayedarlarini Nurjuvaziyi yetistirme, palazlandirma firsati ayni zamanda. Bu amacla icat ettigi TOKI öncülügünde kontrolsüz, basina buyruk devasa imar faaliyeti, yine sermayedar palazlandirmanin, ama ayni zamanda rejime taban yaratmanin önemli bir araci, politika tasi. Istanbul, neredeyse rejim icin dipsiz bir kuyu. Ama en sert direnisi ve darbeyi de gördügü muharebe alani Istanbul oldu....
Bu benzersiz baskinin daha öncekilerden cok daha güclü bir direnis enerjisiyle karsilasacagi acikti. Kente ve kapitale dair söylenenler eksendeki o mücadelenin Gezi Parkinda Haziran ayaklanmasi biciminde zirveye ulastigi bu tarihi konjonktürde Mustafa Sönmezin kent, rant ve kapitale dair söyledikleri daha anlamli hale geliyor. Istanbulda baslayan ve sonrasinda tüm ülkeye yayilan özgürlestirici enerjinin daha mutlu yarinlar yaratmada önümüzü aydinlatmasi dilegiyle...
