Gercekte hicbir suclari olmadigi halde, sirf iman ve Kurana dair eserleri okuduklari ve yazdiklari icin tutuklanmis, Afyon Cezaevine konmuslardi. 54 kisiydiler. Mahkemeleri de tutuklu olarak devam diyordu. Oturumlar saatlerce sürüyordu. Mahkeme sirasinda Bediüzzaman ve talebeleri sahane savunmalar yapiyorlardi. Mahkemeyi Nur Dersanesine cevirmislerdi. Son oturumlardan biri yine cok uzun sürmüstü. Aksam namazi vakti girmisti. Hakimin ara verme gibi bir düsüncesi yoktu. Bediüzzaman oturdugu yerden kalkti ve Müsaade ederseniz ben namaz kilacagim dedi. Savciyla göz göze geldiler. Savci homurdandi Olmaz efendim, usule aykiridir dedi. Hakim de savciyla ayni fikirdeydi Sonra kaza edersiniz, simdi mahkemeye ara veremeyiz Bediüzzamanin gözleri simsek gibi cakti, alnindaki damarlar kabardi. Celalli bir sekilde Kaza olmaz, ben namaz kilacagim dedi. Biz namazin hukukunu müdafaa icin burada bulunuyoruz ve bizim bundan baska sucumuz yoktur. Yürüdü, gitti. Belinden seccadesini cikarip koridora serdi, namazini kildi. Mahkemeye de mecburen ara verildi.